Onda bunda şundadır şunda bunda ondadııır

~Bugün ablam İstanbul'a döndü. 4 senedir geliyor, 1 hafta kalıyor ve geri dönüyor. Yokluğuna alışmış olmam gerekirdi ama ne biliyim, bundan 4 sene öncesini deli gibi özlüyorum.

~Ben bir ara böyle ahşap boyamaya sarmıştım. Kırtasiyeden kutular, aynalar alıp alıp boyuyordum. Sonra boyalarım bitti üşendim gitmeye falan derken bıraktım o işi. Blog yazmaya başlayınca da moda bloglarını okuya okuya içimdeki Derya Baykal dışarıya çıktı. Sürekli bir şeyler yapasım, üretesim var. Bugün pek giymediğim bir tişörtü alıp fiyonk diktim üzerine. Çok sevdim kendilerini. Bol bol giymeyi planlıyorum *-*

~Sıkıcı bir akşamdı aslında. Yemeği yedikten sonra herkes bilgisayarın başına oturdu. İnternet cafe gibiyiz zaten. Herkesin kucağında laptop, takılıyoruz öyle. Birden Melekler Korusun'un jenerik müziğini duyduk. Babamla gözlerimiz fal taşı gibi açıldı. "Oleey" sesleri yükselirken, annemin homurtusunu duymamak elde değildi. Ama biz eğlendik. Hı hığ.

~Dilörö'm, uçandepik'imle görüşemiyoruz. Ne telefonla, ne msnde. Yorum atıyoruz. Msne giriş saatlerimiz uymuyor falan. Çoğüzülüyorum bu duruma. Çok özledim keratayı.

~Sonraa sonraaa, blog yazmaya ilk başladığımda çok yalnızdım :P Şimdi bakıyorum da bir sürü insan tanıyorum, seviyorum falan. Negzel.

~Ayrıca sürekli yeni blogları izlemeyi bırakmazsam, okul açılınca kafayı yememek elde değil. Ben şimdilerde deliriyorum, "Blog yazın! Okucam!" şeklinde. İş edindim falan. Dersler, projeler derken napıcam :O

~Bak farkettim de, o zaman daha eğlenceli olur. Hele ilk günler falan. Malzeme çıkar gfjhbg.

~İçimden bir ses bu blogu kapat sonra bambaşka bir nick ve blog adresiyle takılmaya devam et ediyor. İçimdeki ses bazen yanılıyor ama. Netsem bilemedim *-*

*Veee gökten 3 elma düştü. Birisi benim başımaaa, birisi beyaz atlı prens(?)in başınaa birisi de senin başına!

Sen değil, öteki.
Gözlüklü olan.

Evet, evet, sen!