3 Ekim 2009 Cumartesi

Sarmaşık

Zaman akıyor dedi.
Sanki bilinmeyen bir durummuş gibi.
Ona hayatı anlatmak isterdim, ama gözlerini kolumdaki saate dikmiş bir şeyler ima ederken bunu anlaması mümkün değildi.

Sonra baktım.
Zamanın kölesi gibi hissettim kendimi.
Böyle hissettirdiği için gözlerimi kıstım ve gözlerine bakmak için başımı kaldırdım.
Gözleri gözlerimle buluştu.
Bu olamazdı. İçimdeki nefreti kusmak istiyordum ki sıcacık gülümsemesi ve bakışları tüm dikkatimi dağıttı.
Buna karşı koyamadığımı biliyor olmalıydı.
"Laney şey.." diye fısıldadım. Söyledikten sonra duymamış olmasını diledim ama bir yanım duymasını istiyordu.

Sonra o etkileyici bakışlarından kaçırdım gözlerimi.
Ve saatime bakarak gülümsedim.

Çünkü zaman durmuştu.
Ben onun gözlerine bakarken, ellerini arıyordum.
Gülümsemesinin nasıl mükemmel olduğunu düşünürken ona sarılmak istiyordum. Sıkıca.

Ve zaman durmuştu.
O an var olan tek şey hissettiğim duyguydu.
Nefret ediyordum ama beni sarmasını istiyordum.

Evet, bundan sonra onun gözlerine bakmamalıydım.

0 cimcime: